16 Ağustos 2013 Cuma

Kitaplığımdan Kareler :)


Kapağı da ismi de çok ilgi çekici bu kitabın, değil mi? Zaten kapağa ve isme vurularak almıştım :D Bir de duyuru yapayım mıııı? Yeni etkinlik aklıma geldi. Ben çok severim, kendime hep yaparım bu etkinliği. Hem kedi yaptıklarımı hem de benim de yapmadığım, yeni bulduklarımı paylaşacağım. Ve etkinliğin adıııııı : Ayraç Yapımı ! Çok güzel bir fikir değil mi? ^.^

15 Ağustos 2013 Perşembe

KAPTANIN TEKNESİ- Sezgin Kaymaz



Merhabalaaaaaaar! Uzun bir süreden sonra sizinleyim. Ama en son yazdığım yazıdaki yorumlayacağımı söylediğim kitaplarla değil, Kaptanın Teknesi'yle sizlerleyim. Aslında aklımda Opal'i yayınlamak vardı ama bu kitabı okuyunca bütüüün planlarımı geride bırakıp bunu öne çıkardım.

Kimse yorum yapmamış bu kitaba yada çok fazla kişi okumamış sanırım. Ne kadar büyük hata yaptıklarını kitabı okuduklarında fark edecekler benden söylemesi. Kitabı çook öncelerden - en az 15 yıl önce- annem kuzeninden alıp okumuş. İki gün önce filan konusu açıldı kitabı anlattı annem meraklandım, gittim kuzeninden aldım. Hazır tatile gitmişiz, zaman geçer diyerek başladım okumaya. Böyle ellinci sayfalara kadar falan çok değişik şeyler göremedim. Tam umudu kestim derken kitap bir heyecanlı bir heyecanlı oldu ki sormayın! Ba-yıl-dım! Şimdi çok spoiler de vermek istemediğimden çok anlatamıyorum. Ama birazcık çıtlatayım, kitap azıcık meleklerle ilgili deseem spoiler olur mu acaba? Her neyse anladınız siz. Okumayanlar bin pişman olur benden söylemesi. Ölüme çooook farklı bir bakış açısı kazandım yazarın sayesinde. Ki ben Türk yazarların kitaplarını pek sevmem, tabii okurum ama fantastik olaylarını pek beceremezler gibi geliyor bana, tarihlerde falan daha iyiler sanki. Ama bu kitap düşüncelerimi de değiştirdi. Kesin okuyun.
 
Birazcık bilgi vereyim, kitabın yazarı erkek. Bende okuduktan sonra öğrendim ve ağzım açık kaldı. Erkek bir yazara göre, bir kadının ağzından çok güzel anlatmış açıkçası.
 
Başta da belirttiğim gibi ölüme çok farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Hatta sevdiriyor. Her insan ne kadar da "Ölümden korkmam" dese de biraz korkar, değil mi? İşte bu kitap tamamen kaybettirmese de bu korkuyu (ki tamamen kaybettirebilir de) azaltıyor. Hem de baya azaltıyor.
 
UYARI: Azıcık daha spoiler vereceğim, istemeyen bu kısmı atlasın.
Kitabın teması birazcık da "Yaşamı sevmeyen, ölümü sever."
 
                                            ALINTILAR
Çok spoiler vermeden alıntıları yazacağım, ben bu alıntılara bayıldım umarım sizde seversiniz.
 
- "Şaşırtan, ama şaşmayanım..."
 
-"Korkma!" dedi. "Korkuyu ortadan kaldıracak ameliyatı yapar, korkağı ortadan kaldırırım ben..."
 
-"Bana doğru koşanları sarıp, yalnızlıktan kurtaran dostum ben... Hiç dostu olmayanım..."
 
-"Bin kere kovulsam, kapında bekleyenim...Korkma benden!"
 
- "... Çünkü sen, avlanmak için ormana gitmezsin...Orman sana gelir."
 
- "Hala öğrenemedin mi sevmeyi? Öğrenemedin mi Seden?... Öğrenesin diye 'Sevgi' demedim mi sana?"
 
- "Öğrenmeliydin! Beni sevmeyi öğrenmeliydin. Çünkü ben her şeyi sevmeyi öğretenim... Seni her şeye sahip kılıp, hiçbir şeyin sana sahip olmasına izin vermeyenim..."
 
-"Hayatı sevmeyen, ölümü sevecekti çaresiz..."
 
-"İnsan önem vermediği şeyi unutur... bak bana... en önemli olanım ben..."
 
ARKA KAPAK YAZISI (bu da çok güzeldir)
 
"Gelirken, ne kadar gerçeküstü varsa, hepsini beraberinde getirdi 'O'...'O'...Vakitle birlikte, vakitlice gelen...Hayatımı allak bullak eden, sonra da ortalığı bana toplatan...Bir kapı aralandı üç gün önce ve 'O' girdi hayatıma...Güneş kadar yakıcıydı, buz gibi don...Deprem kadar yıkıcıydı, tufan gibi bir son...'O'ydu hepsi de...Ruhumun tufanı, tufanımın Nuh'uydu...Kim, benim sandığım 'ben' olmadığımı öğretebilirdi bana?...Vakti, bir kılıç gibi kuşanan kim olabilirdi?...Kimdi, hiç tanımadığım halde, hep beklediğim?...Sarı gözlü, kara giysili, o yakışıklı kimdi?...'O'ydu elbette!"Üniversiteli öğrenci hayatının sebepsiz bir neşeyle anlamsızlık buhranları arasında gidip gelen olağanlığı içinde bir "kafa kızlar" muhabbeti... Ve bu olağanlığın tepesine düşen olağanüstü bir aşk hikayesi - üç günlük bir şey... Sezgin Kaymaz'dan, şenşatır anlatılmış bir gündüz düşü daha...
 
 
NOT: Son olarak, kitabı okumayan bin pişman olur. Okuyun ve okutun. Tekrar söylüyorum: Okumayan çok şey kaybeder :)
 
 

5 Ağustos 2013 Pazartesi

DÖNDÜM!

Merhabalaaar  :) Arkadaşlar, uzun bir süredir yokum sanırım çoooooook özür diliyorum fakat tabii ki bu yetmez. Arkadaşımın anneannesi vefat etti, anneannesine inanılmaz düşkündü ve kendisi çok kötüleşti, üzüntüden çoğu kez kriz geçirip bayılıyordu birde kendine gelmesi çok zor oluyordu gerçekten korkuttu bizi. Annesi de onunla kalmamı istedi çünkü intiharı bile düşünüyordu arkadaşımla kaldım şimdi iyileşti bende iki gün kendime izin verdim, iyice dinlendim döndüm size ^.^ Opal'i, Elit'i, Tutkulu Notalar'ı, Hiç Olmamış Gibi Yapalım'ı ve birkaç kitabı daha yorumlayacağım ama Hiç Olmamış Gibi'ye yeni başladım bitirir bitirmez yayınlayacağım onu da. Sizlere iyi akşamlar, kendinize iyi bakın ^.^