18 Mayıs 2013 Cumartesi

KARANLIK ATEŞ




TANITIM:
Karanlıktan korkar mısınız?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...

Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak "gerçekler" için çaba sarf edecektir. Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti. Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlanda'ya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır.

Her hareketi, geçmişi olmayan ve Mac'in hayal ettiği gelecekle alay eden bir erkek olan karanlık ve gizemli Jericho tarafından gölgelenir...


YORUM
Kitabı daha önce İngilizce olarak okumuştum ve Türkçe olarak da okumak istedim. Daha doğrusu tekrar okumak istedim çünkü çoğu kısmını unutmuştum ben de Türkçesini aldım. Kitap güzel bir kitap. Konusu -emin olabilirsiniz- diğer fantastik kitaplardan farklı. Öncelikle size kitabın başındaki açıklamalı verilen terimleri okuyup aklınızda tutmaya çalışmamanızı tavsiye ederim. O terimler karşınızı çıktıkça o sayfaları açıp okursanız emin olun ki daha kolay aklınızda kalıyor. Konumuza dönersek, kitap çok güzeldi. Tam olarak günlük tarzında olmayıp ama günlük tarzında olan (nasıl bir tanımlamaysa benimki :D) bir kitap. Fakat diğer kitaplarını da okumuş biri olarak söylüyorum ki ilk kitap biraz sönük kalmış diğerlerinin yanında. Kitap ortaları geçtikçe yani sona yaklaştıkça daha çekici bir hal alıyor. Karakterlerden bahsedersem kitaptaki Vampir haricinde (kitabı okuyanlar kim olduğunu anlar) her erkek karakteri sevdim açıkçası. Tabi Melunları saymıyorum :D Erkek karakterlerin güçlü, kontrol sahibi ve soğukkanlı olmalarını sevdim. (Ve yakışıklı) Fakat Barrons'a diyecek söz bulamıyorum o ayrı. Zaten okuyunca anlarsınız. Bir de V'lane var. Kendisi Melun değil Mukaddeslerin Prensi. Her ne kadar gücü saf cinsellik olsa ve Mac'i bu gücüyle çıldırtsa da ben kendisini çok sevdim. Kitabı çok anlatamıyorum çünkü terimler cidden çok karışık. Bu nedenle okumanızı tavsiye ederim. Ateş Serisini diğer serilere tek geçerim yani. (Anita'yı saymıyorum o kıyaslanamaz bir seri) Hele Barrons, okuduğum en esaslı adamdır yani. Ahh Barrons ahhh...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder